|
|
Bugün 41 ziyaretçi (53 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
 |
|
TEMİZLİK MADDELERİ VE YAYGIN MALZEMELER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
HAYATIMIZDA KIMYA
TEMIZLIK MADDELERI
·
Sabunlar
·
Deterjanlar
·
Çamasır Sodası
·
Çamasır Suyu
2.YAYGIN MALZEMELER
·
Sönmüs ve Sönmemis Kireç
·
Harç ve Sıvanın Eldesi- Kullanımı
·
Beton eldesi ve Kullanımı
·
Cam Üretimi ve Bilesenleri
·
Camların Sınıflandırılması
SERAMIK VE PORSELENLER
·
Seramik Üretimi
·
Seramiklerin Kullanım Alanları
·
Porselen
·
Porselen Üretimi
BOYALAR VE BILESENLERI
·
Sulu Bazlı (plastik) boyalar
·
Yaglı (Sentetik) Boyalar
·
Örtücü ve renklendiriciler
·
Kimyasal Katkılar
TEMIZLIK MADDELERI
SABUN:
Yag asitlerinin Na tuzlarına beyaz sabun, K tuzlarına arap sabunu denir.
Na tuzları katı sabun, K tuzları genellikle jel seklinde olur.
Yag asitlerinin Na ve ya K tuzuna sabun denir. Çok eski çaglardan beri kullanılan en önemli temizlik maddeleridir.17H35COONa : Sodyum Stearat. Beyaz sabun (Katı)17H35COOK : Potasyum Stearat. Beyaz sabun (jel)
SABUNLARIN ELDE YÖNTEMLERI
1. Geleneksel Elde Yöntemi:
Yag + NaOH Beyaz sabun (Katı) + Gliserin
Yag + KOH Arap sabun (jel) + Gliserin
Hayvansal ya da bitkisel yaglar, kuvvetli bazlarla aynı ortamda ısıtılır. Bu olay sonunda sabun ve gliserin elde edilir.
2. Modern metotlarla sabun eldesi:
Yag +Su Yag Asidi +Gliserin
Yag Asidi +Baz Sabun + Su
SABUN KIRI NASIL TEMIZLER:
Sabun suda çözündügünde bazik bir çözelti olusturur. Olusan baz kiri yumsatır.
17H35-COONa C17H35-COO- + Na+
Sabun molekülleri 2 kısımdan olusur.
Suyu seven kısmı, suyu sevmeyen kısmı.
Suyu seven kısım molekülün bas kısmını, sevmeyen kısmı da kuyruk kısmını olusturur.
Anlasıldıgı gibi bas kısım, polar; kuyruk kısmı da a polardır.
Kirler, genel olarak a polar yapıda olan yaglardır.
Sabun ile su karsılastıgında sabunun polar ucunu, su molekülleri çeker. Ancak sabunun
apolar ucu da elbisede yumusamıs olan apolar kiri sarar.
Su molekülleri sabunun anyon kısmını çeker ve böylece kir ortamdan çözeltiye geçmis
olur.
NOT:
sebeple sabunun önemli kısmı çökmüs olur. Yumusak sularda sabun daha fazla temizler.
sert sularda özellikle Mg+2 ve Ca+2 iyonları vardır. Sabunlardaki anyon kısmı bu katyonlarla bilesik olusturarak çökerler. Bu
DETERJAN
Uzun C atomu zincirinden olusan bir alkil yada arilin SÜLFAT yada SÜLFÜNAT tuzudur.
sodyumdodesil sülfat
Deterjanın temizleme prensibi sabunla aynıdır. C sayısı 10-14 arasında olan alkollerin sülfatlarının sodyum tuzudur.
NOT: Deterjanlar, sert suda çökelek olusturmazlar. Sert sularda daha iyi temizlerler.
NOT: Deterjanlara köpük düzenleyici katkı maddeleri ilave edilir.
NOT: Deterjan ve sabunun sıcak suda daha iyi temizlerler.
NOT: Deterjanların yapısında benzen halkası tasıyan türleri vardı. Benzen halkası formülde gösterilmistir. Bu tür deterjanlara;
alkil benzen sülfonat deterjanları denir.
12H25-OH + H2 SO4 C12H25-O-SO3H + H2O (Lauril alkolün, sülfirik asitle tepkimeye girer)12H25-OSO3H + NaOH C12H25-OSO3Na + H2O (Laurilsülfat, NaOH la tepkimeye girerer)12H25-OSO3Na C12H25-OSO3+ N a+ (Sodyum lauri (dodesil)l sülfat suda çözündügünde Na+ iyonunu salar)12H25-OSO3anyonunun OSO3tarafı su tarafından C12H25- ucu, kir tarafından çekilir.
BUNLARI BILIYORMUYUZ?
SABUNLARIN GENEL ÖZELLIKLERI DETERJANLARIN GENEL ÖZELLIKLERI
1. Bitkisel ya da hayvansal yaglardan elde edilirler.
2.Dogal olduklarından,insan vücuduna etkileri yoktur.
3. Yapıları dogal yollarla kolaylıkla parçalanırlar.
4. Su kirliligine sebep olmazlar.
5. Çevreye zararları yoktur.
6. Zamanla temizleme gücünü kaybederler
7. Sert sularda bulunan metal iyonlarıyla çökelek olustururlar.
8. Kıyafetlere zararları vardır.
9.Sıcak sularda daha etkili temizlerler
10.Binlerce yıldır kullanılmaktadır.
1. Petrol türevlerinden sentetik olarak elde edilirler.
2. Insan vücüduna tesir ederler.
3. Kolay kolay bozunmazlar.
4.Su kirliligine sebep olurlar .
5. Çevre kirliligine sebep olurlar.
6. Degisik amaçlar için özel formülleri vardır.
7.Sert sulardaki iyonlardan çok az etkilenirler.
8.Soguk suda bile iyi temizlerler.
9. Kıyafetleri fazla yıpratmazlar.
10. son 50-60 yıldır yaygın olarak kullanılmaktadır.
ÇAMASIR SODASI:
Na2CO3
Çamasır sodası Sodyum Karbonat olarak bildigimiz, bazik bir tuzdur.
Sodyum Karbonatı suya attıgımızda:
Yukarıda olusan Sodyum Hidroksit:
Na2CO3 +H2O NaOH +Na HCO 3 seklinde çözünürler.Yag + NaOH Sabun +Gliserin
NOT: Çamasır sodası görüldügü gibi yaglar için önemli bir temizleyicidir.
ÇAMASIR SULARI:
Çamasırlarımızı, saçımızı, dislerimizi, derimizi ve yiyeceklerimizi beyazlatırız.
Bir maddeyi beyazlatmak veya agartmak, onun rengini çıkarmak veya açmaktır.
Çamasır suyu, oksidizasyon yoluyla bu etkileri yapan bir kimyasal maddedir.
Bilinen beyazlatıcılar (agartıcılar), hidrojen peroksit (H
hidrat(NaBO
“Beyazlatıcı toz” kalsiyum hipoklorittir (Ca[OCl]
2O2), “sodyum hipoklorit (NaOCl)” , sodyum perborat mono3.H2O), sodyum perborat tetrahidrat (NaBO3.4H2O) , sodyum perkarbonat (2Na2CO3.3H2O2) gibi bilesiklerdir.2). Beyazlatma (agartma), tekstil sanayiinde boyama isleminin ilk adımıdır.
Klorlu Çamasır Suyu:
1. Beyazlatıcı ve parlatıcı özelligine sahiptir.
2. Mikrop öldürücü özelligine sahiptir.
3. Ucuz dur.
4. Renkli çamasırlarda kullanılmaz.
Sodyum Hipoklorit in % 5 lik çözeltisidir.
Oksijenli Çamasır Suyu:
Bu çamasır sularının klorlu çamasır sularına göre bir çok üstün yönleri vardır.
1. Daha pahalıdır.
2. Pamuklu ve keten kumastan üretilmis kumaslarda kullanılır.
3. Her renk kumasta kullanıla bilir.
4. Kumasları fazla yıpratmazlar.
Bunların en önemlileri sodyum perborat (NaBO3 3H2O) ve sodyum perkarbonat (2Na2CO3.3H2O2) tır.
BUNLARI BILIYORMUYUZ?
ÇAMASIR SODASI ÇAMASIR SUYU
1. Çamasır sodası Na
2. Çamasır sodası suya atıldıgında, NaOH bazını olusturur.
3. Olusan NaOH yag ile tepkimeye girerek, sabun ve gliserin
olusturur.
4. Çevreye zarar vermez.
5. Sadece yag ile tepkimeye girerek yagın yapısını degistirir.
1. Beyazlatıcı maddeler dir.
2. Çamasır suları oksidasyon yoluyla maddeyle
tepkimeye ghirer.
3. Klorlu çamasır suları, hipo kilirit asitin %5 lik
çözeltisidir. Ucuzdur. Renkli çamasırlarda
kullanılmazlar.
4. Oksijenli çamasır suları, pahalıdır. Çamasırları fazla
yıpratmazlar ve her renk çamasırda kullanılır.
2CO3 olarak bilinen bazik bir tuzdur.
YAYGIN MALZEMELER
KIREÇ:
Baglayıcı maddelerden en eski bilinen malzeme kireçtir. Evlerde çaydanlıkların dibinde biriken madde kireç tası olarak
bildigimiz CaCO
3 tür. Kalsiyum karbonata tabii kireç te denir.
SÖNMEMIS KIREÇ:
CaCO
3(k) 900-1000 0C ısıtılırsa, CaO ve CO2 ye parçalanır. Burada CaO sönmemis kireç olarak bilinir.
CaCO
3(k) CaO + CO2
Kireç tası Kireç Karbon dioksit
SÖNMÜS KIREÇ:
CaO
(k) + H2O(s) Ca(OH)2 +ısı
Sönmemis kirecin su ile tepkimesinden sönmüs (
Ca(OH)2) kireç elde edilir.
HARÇ VE SIVANIN ELDESI
Sönmüs kireç, havada bulunan CO
2 gazı ile tepkime vererek zamanla sertlesir.
Ca(OH)
CaCO
HARÇ= Ca(OH)
2 + CO2 CaCO3 +H2O3: Kireç tası2 + Kum+su
BETON ELDESI
Harç ve sıvanın eldesinde ince kum kullanılır.
Betonda harçtan farklı olarak; çimento, kalın taslar, demir gibi baska maddelerde bulunur.
BUNLARI BILIYORMUYUZ?
MADDE FORMÜLÜ
Kireç Tası CaCO
3
Sönmüs Kireç CaO
Sönmüs Kireç Ca(OH)
2
Harç Ca(OH)
Beton Ca(OH)
Kum SiO
2 +Kum +Su2 +Kum +Su+Demir+Tas2
Çamasır Sodası Na
2CO3
CAM VE BILESENLERI
Camların yapısında temel bilesen SiO
maddedir.
SiO
2 tir. SiO2 tabiatta oldukça çok bulunan, zincirleme kovalent bag içeren ucuz bir2 +Na2CO3 +Ca CO3 (1300-1500 0C) Na2SiO3 +CaSiO3+CO2
SiO
Na
Ca CO
2= Kum2CO3 = çamasır sodası3 = Kireç tası
CAM ÇESITLERI:
gözlük, fotograf makinalarının merceklerinin yapımında kullanılır.
8. Pencere camı üretiminde; kireç yerine-kursun oksit; ve sodyum oksit yerine-potasyum oksit kullanıldıgında olusan cama
denilen bu camlar diger camlara göre daha homojendir ve ısıga karsı daha duyarlıdır. Daha çok mercek ve prizmalarda, “kristal cam”
denir. Yontularak islene bilir özellige sahiptir. Normal cama göre oldukça pahalıdır.
9. Cam kimyasal açıdan birçok maddelere karsı dayanıklıdır. Yalnızca hidroflorik asit
10. Camların bilesenine az miktarda metal oksit ilave edildiginde, cam bu metal oksitin rengini alabilmektedir.
11. Buzlu cam yapmak için cam hamuru içerisine
12. Içeriden dısarıyı gösteren, dısarıdan içeriyi göstermeyen camların yüzeyleri çok ince gümüs tabakayla kaplanır.
(HF) ve bazı bazik çözeltiler camı etkiler.“kalsiyum florür” veya “kemik küfü“gibi saydam olmayan beyaz maddeler karıstırılır.
SIO
2
SERAMIK
Seramikler bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birlesmesi sonucu olusan anorganik bilesiklerdir. Genellikle
kayaların dıs etkiler altında parçalanmasıyla olusan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pisirilmesi ile meydana
gelir. Bu açıdan halk arasında “pismis toprak” esaslı malzeme olarak bilinir.
Örnegin: Cam, tugla, kiremit, fayans, porselen, seramik grubuna girer.
Seramigin ana malzemesi kil ve su dur. Kili olusturan maddeler sulu alüminyum silikattır. Formülü mAl
toprak saflastırıldıgında KAOLINIT adını alır. Seramik üretiminde toz haline getirilmis kaolinitler kullanılır.
2O3. nSiO2.pH2o dur. Killi
ELDESI:
§
Kil saflastırılarak, kaolinit haline dönüstürülür.
§
Kaolinitler toz haline getirilerek su ile karıstırılır ve yumusak ve kıvamlı bir madde haline gelene kadar karıstırılır.
§
Elde edilen hamur buradan alınarak islenmeye baslanır.
§
Sekil verilen hamur, 1100-1300 0C ye kadar ısıtılır.
§
Fırından çıkan madde ince isin yapılması için laboratuarlara götürülerek boyanır.
§
Boyanmıs ya da sırlanmıs mamul tekrar 900-1100 0C ye kadar ısıtılır.
KULLANIM ALANLARI:
§
Mutfak malzemeleri
§
Insaat sektörü
§
Çanak ve çömlek yapımı.
PORSELEN
Porselenler seramik olarak tanımlanan ürünlerin en üst özelliklerine sahip maddelerdir. Porselenenin temel
malzemeleri:
1. Kaolin (Çim Kili)
2. Kum (Silisyum dioksit)
3. Feldspat (Alüminyum silikat)
Kolay yogurulmayıSert yapı kazanmasınıCamsı yapıyı kazandırır.
PORSELEN IMALATI:
1. Kaolin+Kum+Feldspat önce bir dizi islem sonunda toz haline getirilir.
2. Sekil verildikten sonra bisküvi kıvamına gelinceye kadar ısıtılır. (1000-1500
3. Gerekli sıralama islemleri yapılır.
4. Sıralanmıs porselen tekrar yüksek sıcaklıga kadar ısıtılır ve son ürün elde edilir.
0C)
BUNLARI BILIYORMUYUZ?
1. Kili olusturan maddeler sulu alüminyum silikattır. Formülü mAl
2. Killi toprak saflastırıldıgında “kalonit” adını alır. Seramik üretiminde toz haline getirilmis kaolinitler kullanılır.
3. Porselenler seramik olarak tanımlanan ürünlerin en üst özelliklerine sahip maddelerdir.
2O3. nSiO2.pH2o dur.
BOYALAR VE BILESENLERI:
Insanlar eski çaglardan beri, yaptıkları türlü esyaları, giydiklerini, oturdukları evleri, vücutlarını daha güzel gösterebilmek için
çesitli renklerle süslemislerdir.
1.
zararsızdır. Kolay kururlar ve kururken ortama zararlı madde salmazlar.
2.
sürüldügü yerleri kaplama oranı çok yüksektir, bu sebeple dıs ortamla hava alıs verisini keserler. Bu durum saglık açısından
zararlıdır. Ayrıca organik çözücülerinde saglıga olumsuz etkileri vardır.
Su Bazlı Plastik Boyalar: Çözücüsü su olan boyalardır. Sürüldügü yüzeyin dıs ortamla hava alıs verislerini kesmedikleri içinYaglı (Sentetik ) Boyalar: Çözücüsü organik ( Tiner, Alkol, Toluen, Ksilen… gibi) madde olan boyalardır. Yaglı boyaların
Çözücüler (incelticiler)
Boyanın uçucu kısmını olusturan kimyasal maddelerdir. Boyanın üretimi ve uygulaması sırasında, kullanılan boyanın
özelliklerinde degisiklik yapmadan boyayı incelten sıvılardır. Boya akıskanlıgını istenilen seviyeye getirilmesi ve fırça ile sürme,
daldırma, püskürtme, rulo ile sürme seklindeki uygulamaları kolaylastırmak için kullanılır. Emülsiyon esaslı (plastik) boyalar
genellikle kullanıma uygun kıvamda hazırlanır. Ancak gerekli hallerde uygun bir çözücü ile inceltilir. Plastik esaslı boyalarda ise
inceltme su ile yapılır.
Baglayıcılar
Boyanın ana maddelerinden olup, pigment (renklendirici) ve dolgu maddelerini baglayarak boya tabakasını olusturan maddeleri
boyanın karakterini ve niteligini belirler.
örnegin; kuruma sekli ve süresi, diger katmanlarla uyusup uyusmayacagı, dayanımı, uygulama biçimi, parlaklıgı, uygulandıgı
yüzeydeki davranısları gibi hususlar bunların baslıcalarındandır.
Örtücü ve Renklendiriciler (Pigmentler)
Dogadan saflastırılarak veya sentetik yollarla elde edilen, baglayıcı ve çözücüler içinde çözülmeyen toz halindeki katı
taneciklerdir. Renk vermesi, örtücülük, parlaklık, fiziki ve kimyasal dayanıklılık boyaya sagladıgı özelliklerdir.
Renklendiriciler, renklerinden baska su özelliklere sahip olmalıdır.
Boyalarda çözücüler, baglayıcılar ve renklendiriciler yanında baska kimyasal katkı maddeleri de kullanılabilir. Bu katkılar boyanın
özelligini iyilestirmek, istenmeyen, olumsuz degisimleri engellemek için kullanılırlar. Bunlara, kurutucular, çökme engelleyiciler,
ultraviyole ısınlarından koruyucular, köpük kesiciler, matlastırıcılar ve anti bakteriyel maddeler örnek verilebilir.
BUNLARI BILIYORMUYUZ?
1. Yaglı boya kalın bir tabaka olusturarak boyanan yüzeyin hava almasını en aza indirir. Yaglı boya daha parlak bir görünümde
olup boya sonrası kısa bir süre için kullanılan yerde, içinde bulunan solvent türü çözücülerden dolayı boya kokusu bırakır.
2. Su bazlı boya hava almayı engellemez ve zararlı koku salmazlar.
3. Boyalarda;
çözücüler, baglayıcılar ve renklendiricilerin yanında baska kimyasal katkı maddeleri de kullanılabilir. Bunlar,
kurutucular, çökme engelleyiciler, ultraviyole ısınlarından koruyucular, köpük kesiciler, matlastırıcılar ve anti bakteriyel
maddeler örnek verilebilir.
ALAŞIMLAR
Alaşım: İki veya birkaç maddenin muhtelif oranlarda beraberce eritilerek meydana getirilen karışıma alaşım denir.
Alaşımda cıva bulunursa malgama adını alır. Cıva yalnız demir ve platin madenleriyle malgama yapmaz. Madenlerin çeşitli özellikleri vardır. Bazı madenler yumuşak yalnız başına kullanılamazlar. Altın ve gümüş gibi. Bazı madenler ise döküme elverişli değildirler. Bakır gibi, bazıları kolayca aşınabilirler. Bazıları dayanıklı veya dayanıksızdırlar. Bazıları yüksek ve bazıları da alçak sıcaklıkta ergirler. İşte madenlerin gösterdikleri bu çeşitli özelliklerden ötürü teknikte layıkıyla faydalanmak için ve daha elverişli olmalarını temin amacıyla alaşımlar yapıldı. Mesela bakır döküme elverişli olmadığından bakırı kalayla birlikte eriterek tunç ve çinko ile eriterek pirinç alaşımları yapıldı. Alaşımlar; kendisini meydana getiren madenlerin erime noktalarından daha aşağı derecede eridikleri için teknikte kullanılmaya elverişlidirler.
Alaşımların Elde Edilmesi
Alaşımlar: Birden fazla çeşitli maden parçaları eritilmek suretiyle elde edilir. Madenlerin oksitlenmelerine engel olmak için kömür tozu ile örtülür ve toprak bir pota içerisinde eritilir. Eğer madenlerden biri uçucu ise diğer maden erimekte iken diğeri ile karıştırılır. Uçmadan meydana gelecek eksikliği tamamlamak için biraz fazla miktar maden konur.
Çok miktarda alaşım elde etmek için reverber fırınlarında ergitilerek yapılır
Alaşımların Özellikleri
-
Alaşımlar, yoğun olup maden parlaklığında, ısı ve elektriği iletirler. Bazıları beyazdır. Fakat bakır ve altın gibi renkli madenler yeteri miktarda bulunursa alaşımlar renklidir.
-
Genel olarak alaşımlar, kendini teşkil eden maddelerden daha sert, fakat daha az levha haline gelebilir ve dayanıklıdırlar. Çok fazla levha ve yaprak haline gelebilen altın, antimon veya kurşun ile karıştırıldığı zaman sert ve kırılabilir.
-
Bakırda, kalayla birleştiği zaman levha haline gelebilme özeliğini kaybeder.
-
Alaşımlarda her iki metal, hem katı hem de sıvı halinde birbiri içerisinde ergimiştir.
-
Metaller birbiri içerisinde erimezler. Bu takdirde alelade bir karışım meydana gelmiştir. Bu alaşım mikroskop altında iki çeşit kristal gösterir. Kurşun-Antimon alaşımı gibi.
-
Alaşım kristali, her iki atom sayıları oranında ihtiva eder. Sodyum malgaması, Bakır-Çinko alaşımı, Alüminyum-Bakır alaşımı, Demir- Karbon alaşımı gibi. Fakat bu şekildeki alaşımlar teknik bakımdan kullanılmaya elverişli değildir. Çünkü bunlar çok kırılıcıdır.
-
Alaşımlar genellikle kendilerini meydana getiren metallerden daha az aktiftirler. Örneğin, sodyum malgaması suyu daha yavaş ayrıştırır. Halbuki sodyum suya çok kuvvetli etki yapar.
Alaşımlar: Yapılarına giren az eriyebilen madenlerden daha fazla ve daha kolaylıkla eriyebilir. Bir kısmı bu madenlerden en ziyade eriyebilen madenin erime derecesinden daha aşağı bir derecede erir. Mesele kurşun 335 0 C, bizmut 264 0 C, kalay 228 0 C eridiği halde Bi 8 , Pb 5 , Sn 3 kısımlardan ibaret olan alaşım 94,5 0 C de erir.(Darcet) darse alaşımı.
Bakır ve kalay alaşımı zamanla dayanıklılığını kaybeder. Bakır birçok alaşımların yapısına girer. Kıymetli madenlerden gümüş ve altına sertlik verir. Parlaklık ve renklerini bozmadan, inceliklerini korur.
Kimyasal Özellikleri
-
Uçabilen bir madeni bulunan alaşımları ısı analiz eder. Bundan altın ve gümüş elde etmekte faydalanılır.Altın veya gümüş tozu önce cıva ile karıştırılır.Güderiden süzülerek cıvanın fazlası çıkarılır ve sonra alaşım ısıtılarak uçabilen madde ayırt edilir. Alaşımlar, alaşımları teşkil eden maddelerden daha az oksitlenebilen ve asitlerden daha az etkilenebilen karışımlardır.
-
Genel olarak oksijen, alaşımlar üzerine etki eder. Bu halde madenden biri bir asit oksidi, diğeri, bir baz oksidi yapar. İşte bunun içindir ki kalay ve kurşun, antimon ve potasyumdan ibaret alaşımlar alevle yanar. Bazı madenler kimyaca birleşmişler ve birtakım alaşımlar yapmışlardır.
-
Mesela; (Sodyum cıva malgaması),(Bakır çinko),(Alüminyum bakır),(Demir karbon) bileşikleridir.Fakat bu alaşımların teknikte kullanılmaları elverişli değildir. Çabuk kırılabilirler. Bu alaşımlar belirli oranlar kanununa göre teşekkül etmişlerdir.
-
Alaşımların mikroskopla incelenmelerine gelince; bir alaşımın parlak yüzeyi üstüne asitler veya bazı kimyasal ayıraçlar dökülürse alaşımda muhtelif renkler görülür. Etkimeler birbirinden farklıdır. Madenin cinsine göre çeşitli irili ufaklı çukurlar meydana gelir eski şekliyle karşılaştırılır. Mikroskopta incelenir ve fotoğrafı alınır.
|
|
|
|
|
|
|